Thursday, October 06, 2005

Zaman

Geçmişin sayısız düşüncesi bilincimize öylesine dikkatle aşılanırki, sorgulamak aklımızın ucundan geçmez. Öğrendiklerimizi gerçeğin kendisiymiş gibi kabulleniriz.

Zaman nedir? Zamana süreklilik kazandıran ne olabilir? Zaman diye birşey var mıdır? Bir varsayım sorgulanmak isteniyorsa, geçmiş işe karıştırılamaz. Geçmiş deneyimlere dayalı parlatılmış yaşam reçeteleri, inanç, felsefe hepsi bir kenara itilmek zorunda . Dünün dayatmaları ötesine geçebilmek, yeni şeyler görebilmek için tümü sonlanmak zorunda.

Neden sonuç ilişkisi içinde bölünmüşlük bulunmaz. Neden ve sonuç aynı harekettir. Farkına vardığımız hareketi zaman olarak tanımlarız. Etrafımızda olan biteni bu gözle görmeye çalışırız. Zaman yarınları oluşturur. Yarınlar kurgulandıkça, oluşan kargaşa kavranmaya çabalandıkça zaman denen süreklilik içinden çıkamaz düşünce.

Süreklilik içine sıkışmış düşünce sorar: "Zaman nedir?" Zaman düşünceden başka birşey midir? Değilse sorgulamanın anlamı yoktur. Dünün düşüncesi, dün, bugün, yarın oalarak tanımlar yapmaya çalışır. Veya yalnızca 'şimdi' vardır der. Ancak tarif etmeye çalıştığı şimdinin geçmişe dayalı bilgilerle kurgulandığını fark edemez. Zamanın sınırlılığı içinde sorgulanır: "Zaman nedir?" Eğer zaman denen şey yanılsamaysa, dünün anlamı nedir? Zamanın sınırları içinde bocalayan akıl yetkin bir yanıt bulmaz. Belki 'şimdi' dışında ne dün vardır ne de yarın.

Zaman var mıdır? Şüphesiz vardır! Eğer yarın kalkacak uçağa yetişmek isteniyorsa vardır. O zaman azmanın sürekliliği içinde başarıdan, hazdan, sevgiden söz edebilir miyiz? Sevgiyi geliştirebilir miyiz? Arzulara istenen yönü verebilir miyiz?

Olandan başka ne dün vardır ne de yarın. Zaman ancak düşünce duraksadığında sonlanır. 'Şimdi' bir düşünce, bir düş oyunu olamaz. 'Şimdi' gerçek haline ancak düşüncenin red edilmesiyle dönüşür. Anın hissedilişi, 'şimdi' sözcüğünden tamamen farklıdır. Düşüncenin tanımlamaya uğraştığı şimdi zamanı çağrıştırır. Düşüncenin dün, bugün, yarın kavramlarına yakalanması, özgürlük sorunu olarak çıkar karşımıza. 'Şimdi'nin önemi yalnızca özgürlük içinde algılanır. Özgürlük düşünce içinde kurgulanıyorsa 'şimdi' dünün tuzağı içinden kurtaramaz kendini.

0 Comments:

Post a Comment

Subscribe to Post Comments [Atom]

<< Home