Tuesday, August 17, 2010


.
İlişkimiz ne üzerine kurulu? Senin, benim hepimizin ilişkisi. Sevgi üzerine mi kurulu? Yoksa sevgisizlik üzerine mi?

Her ne kadar sabah akşam sevgi üzerine konuşsak da, ilişkimiz kuşkusuz sevgisizlik üzerine. Sevgi ilişkimizin temelini oluştursaydı, barış içinde birlikte, mutlu yaşardık. Göründüğü kadarıyla ilişkilere sevgisizlik hâkim. Kıskançlık, nefret, çatışma dünyayı kasıp kavuruyor. Hepimizin beklentisi saygı, sevgi ama ne yazık ki saygısızlık her ilişkinin temelini kemiriyor. Eğer aynı şeyleri duyumsayan bütünlük içinde olsaydık; ilişkimizde kıskançlık yaşanmazdı. Birbirine hâkim olmaya çalışan zalim koca ve hoca, acımasız patron, nefret dolu komşu iki ülke, demokrat görünümlü zorba siyasi partiler aramızda yaşayamazdı.

Dünyanın yaşadığı bunalımı kendini, etrafını tanımama ve sevgisizliğe yormak çok mu anlamsız?

Kendimi tanımadan, düşüncenin nasıl hareket ettiğini izlemeden, şartlanmışlığın kaynağına inmeden, sanat, edebiyat sevgi üzerine sorgulama yapmadan, nasıl birlik beraberlik içinde olabiliriz? Kendimi bilmek için son derece uyanık olmak zorundayım. Sadece kendim için değil, ilişki içinde olduğum birey/ler adına da uyanık olmak durumundayım. Kendini bilmek ‘olanı’ sorgulamak değil midir? Anlamlı anlamsız o kadar çok ilişki içinde tükeniriz ki, sorgulama için zaman kalmaz. Yaşadığım ilişkinin sorumluluğu benden başka kimde olabilir? Kıskandığım, çatıştığım, mutsuz olduğum için kimi suçlayabilirim? Yargı ve suçlama çözümsüzlük nedeni değil midir? İlişkiyi etraflıca gözden geçirmek ve anlamak yerine, beklentimi her nedense gerçekleştiremeyeni nefretle, aşağılayarak suçlamamın ne yararı olabilir?

ab, nisan 2010, siv.

0 Comments:

Post a Comment

Subscribe to Post Comments [Atom]

<< Home